Pestisit: Tarım ürünlerine, tahıllara, hayvansal gıdalara , hasat zamanında, üretim esnasında ve depolama taşıma sırasında , ürünlere zarar verecek olan zararlı canlıları (böcek parazit vs.) kontrol etmek amacı ile hazırlanmış maddeler karışımıdır.
Pestisitler direk olarak bitkilere uygulanmamaktadır. Bu maddeler zehirli oldukları için, emniyetli , kontrollü ve insan sağlığına daha az verici olacak biçimde bazı yardımcı (katı ve sıvı) maddeler karıştırılıp ondan sonra kullanılırlar. İlaç içinde bulunan belli miktarda pestisite, ‘aktif madde’ ya da ‘etkili madde’ denilmektedir.
Her zehirli madde pestisit olarak kullanılmaz ve adlandırılmaz. Zehirli özellik gösteren bir maddenin pestisit olabilmesi için aşağıdaki özellikleri taşıması gerekir:
- Biyolojik olarak aktif olmalı,
- Etkili olmalı,
- Güvenilir olmalı,
- Yeteri kadar stabil (kararlı) olmalı,
- Kullanıcılar açısından güvenilir olmalı,
- Üçüncü şahıslar açısından güvenilir olmalı,
- Tüketiciler açısından güvenilir olmalı,
- Besi hayvanları açısından güvenilir olmalı,
- Yabani hayatta zararlı olmamalı,
- Faydalı organizmalara zararlı olmamalı,
- Çevre için kabul edilebilir olmalı,
- Ticarette probleme sebep olmamalıdır.
Bir formulasyonda bulunması gereken özellikler FAO (Food Agricultural -Organization) ve WHO tarafından belirlenerek belli esaslara bağlanmıştır.
Bu formulasyonun içinde;
- Etkili madde (aktif madde),
- Yardımcı maddeler,
- Emülgatörler,
- Dolgu maddeleri bulunmaktadır.
Bu maddeler katı ve sıvı ilaç formulasyonları için ayrı ayrı özellikte olmaktadır.
Pestisitlerin Tarihçesi
Pestisitlerin çok eki tarihlerde de kullanıldığı gözlemlenmiştir bu yüzden tarihi oldukça eskilere de dayanmaktadır. M.Ö. 1500’lere ait bir papirüs üzerinde eşek, bit ve pire arılarına karşı insektisitlerin (böcek ilaçları) varlığına ve kullanımın dair ipuçları elde edilmiştir. 19. yüz yılda zarar vericilerin oluşumuna karşı olarak inorganik pestisitler kullanılmıştır.
1930’lardan sonra pestisit üretimi için organik kimyadan faydalanılmış ve kullanılmıştır. Patent alan organik bileşen sayısı 6500 civarına yakındır fakat sadece 600 tanesi kullanım alanlarına girebilmiştir.
Türkiye üzerinde tarımı yapılan kültür bitkileri, sayıları 300’ü aşan hastağın ve zararlının tehdidi altında bulunmaktadır. Bu zarar vericilere karşı yeterli karşılık ve mücadele verilemediği için bütün ürünün yaklaşık, alınacak ürünün 1/3’ünde kayıp yaşanmaktadır. Bu kayıpların yaşanmaması gerektiğinden dolayı pestisitler çok daha uzun süre kullanılmaya devam edilecektir.
Peptisitlerin çevreye etkileri ise bilinçsizce ve uygun normlarda ve durumlarda kullanılmadığında ortaya çıkmaktadır.
Pestisitlerin Sınıflandırılması
Pestisitler;
- Fiziksel yapı, formulasyon ve görünüş, tiplerine göre,
- etkiledikleri hastalık grubu ile bu tiplerin biyolojik zamanlarına göre,
- içerdikleri aktif maddenin grubuna ve cinsine göre,
- Kullanım durumuna ve zehirlilik derecesine göre farklı biçimlerde sıralanabilirler
Zarar grubuna göre yapılan sınıflandırmadaki en önemli 3 büyük pestisit grubu;
- insektisit,
- fungusit ve
- herbisitlerdir.
Pestisitlerin Hedef Alınmayan Canlılar Üzerindeki Etkileri Bakımından Sınıflandırılması
Kanserojen etkili pestisitler
Teratojen etkili pestisitler
Mutajen etkili pestisitler
Alerji yapan pestisitler
Pestisitlerin İnsan üzerine Etkileri ve Zararları
İnsaların toksik almaları nedeniyle oluaşbilecek etkileri vardır. Bu Durumda zehirlenmelere yol açmaktadır. Bu zehirlenmenin ana nedenleri :
- Uygun olmayan koşullarda depolama yapılması,
- Dikkatsiz yükleme ve taşıma,
- Genel bakım ve atık değerlendirme işlemleri
- Yıkanmamış pestisit kaplarının kullanımı,
- Kaza ile saçılma sonucu gıdaların kontamine olması durumu,
- İnsanların bu konu hakkında bilgisiz ve yetersiz olması
Pestisit Kullanım Alanları
- Tarımsal üretim
- Bahçecilik ormancılık
- Balık yetiştiriciliği
- Tütsüleme ve kereste
- Endüstriyel böcek kontrolü
- Deniz böcek kontrolü
- Ev ve bahçeler
- Gıda saklanması
- Hayvancılık
- Toplum hijyeni
- Beşeri ilaç olarak